Koç'a ihtiyacım var mı?
- Ahmet Peçen
- 17 Kas 2016
- 2 dakikada okunur
Notlarımı karıştırırken 2011 senesinde yazdığım bir yazı elime geçti. Bu yazıda paylaştığım beklentilerin gerçekleştiğini deneyimlemiş olmam beni çok memnun etti. Olduğu haliyle paylaşmak istedim.
"Koçluğun giderek önem kazanmaya başladığı bir ortamda ilk akla gelen soru kimler bir koç’a ya da koçluk almaya ihtiyaç duyarlar? Ben 1991 senesinde bankacılığa başladığımda, o dönemki diğer sektörlerle karşılaştırıldığı zaman, en fazla eğitim veren kurumlar Bankalardı. 45 günlük yatılı eğitimden sonra çalışmaya başladık. Belki de iş başı eğitim almaya devam ettik demek daha doğru olur. Sonrasında sektörde eğitime verilen önem gittikçe artmaya başladı ve Finans sektörü her zaman, bugünde halen öyle, eğitim şirketlerinin en iyi müşterileri oldular. Yabancı Bankaların Türkiye de faaliyetlerini artırmaya başlamaları bu alanda bir değişikliği daha beraberinde getirdi. Artık sadece yurt içi eğitimler değil yurt dışı eğitimlerde hizmete girmişti. Tüm bu zaman ve maddi yatırımın sebebi, personeli eğitmek, potansiyelini daha iyi kullanmasına imkan yaratmak ve iş verimliliğini artırmak aslında.
Eğitim sektörü ile uzun zaman birlikte çalışmanın neticesinde, artık eğitime akıllıca ayrılan yatırımın geri dönüşünü şirketler ölçebiliyorlar ve bunu sorgulamıyorlar. Bugün genele baktığımızda, çok sayıda çalışan nüfusuna sahip olan finans sektörünün kalifiye eleman ortalaması oldukça yüksektir. Bunun temel sebebinin, eleman alımındaki hassasiyetin yanı sıra, eğitime ayrılan bütçe olduğunu söylemek çok yanlış olmaz sanıyorum.
Birkaç sene önce eğitimin yanında bir kavram daha yerini almaya başladı ve yine bu konuda öncü kuruluşlar Finans Şirketleri oldular. Koçluk. Hizmet sektöründe en önemli faktör insan olduğu için bu sektörde faaliyet gösteren finans şirketlerinin en fazla yatırımı insan kaynağına yapmasını normal karşılıyorum. İnsan kaynağını eğitimlerle besleyen şirketler, anahtar yönetim kademeleri için farklı bir arayışa girdiler ve buna en iyi yanıtı koçluk verdi. Bugün koçluk Avrupa ve Amerika da iş dünyasının çok yararlandığı bir hizmet haline geldi. Hatta çok uluslu şirketler, uluslar arası koçlar ile çalışmaya başladılar. Ülkemizde de bu eğilimi göreceğimizden hiç şüphe yok. Önümüzdeki birkaç sene içerisinde büyük ve orta ölçekli şirketler eğitim bütçeleri içerisine koçluk hizmetini de ekleyecekler. Sadece şirketler değil bireylerde koçluk hizmetinden yararlanmaya çalışacaklar.
Kendisi ile ilgili, özel yaşamında ya da kariyerinde hedefleri olan, bu hedeflere ulaşmak için planlı çalışmaya, değişmeye ve değiştirmeye hazır olan her bireyin bir koç ile çalışmaya ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Geleneksel alışkanlıklarımıza baktığımızda, bu şekilde çalışan çoğu kimsenin, ailesinden ya da iş dünyasından tanıdığı, güvendiği ve sıklıkla fikrine danıştığı bir büyüğü vardır. Bu basit anlamda koçluk ihtiyacının çok temel bir göstergesidir. Bir adım atmak isteriz, bir şeyleri değiştirmemiz gerektiğini biliriz ancak ne yapmamız gerektiğinden çok emin değilizdir ve bu aşamada bir büyüğümüze danışırız. Aslında o anda, sorumuzun ya da sorunumuzun en doğru cevabı bizde saklıdır. Bu cevabı bulmanın en kestirme yolu ise güvendiğimiz bir koç ile çalışmaktır. Oysa sorunlarımızı paylaştığımız ve yardım istediğimiz büyüklerimiz bizimle doğrudan kendi deneyimlerini paylaşırlar ve hatta o deneyimlerden elde ettikleri çıkarımları tavsiye edebilirler. Oysa her deneyim kendine özgüdür. Zaman içerisinde yaşanan değişimleri dikkate almasanız bile, bir kişi için doğru sonuç veren eylemin bir başkası için aynı sonucu vereceğini söylemek bile bazen gerçekçi değildir.
Bu ihtiyacın doğru cevabı Koçluk hizmetinde gizlidir. Hepinize içinizdeki cevabı bulmanıza yardımcı olacak ve hedeflerinize ulaşmanız için gereken süreyi kısaltacak bir koç ile çalışmanızı diliyorum."
Comments