top of page

Rektör değil, Lider meselesi



Boğaziçi Üniversitesi Türkiye’nin en saygın eğitim kurumlarından bir tanesidir. Ben 1986 senesinde liseden mezun olduğumda Boğaziçi, ODTÜ, İTÜ gibi birkaç adet uluslararası saygınlığı olan Üniversitemiz vardı. Bu kurumlar sadece Türkiye’de yaşayan öğrenciler için değil, adı üstünde Orta Doğu ve yakın çevrede yer alan ülke öğrencileri için de hedef Üniversitelerdi. Bunlar aynı zamanda, Türkiye’nin, İngiltere’de ya da Amerika’da olduğu gibi çok ciddi eğitim amaçlı turizm geliri elde edebilmesi için zamanında yapılmış çok ileri görüşlü yatırımlardı. Fakat maalesef bugün geldiğimiz noktada her iyi planlanmış ve ülke yararına olan yapıda olduğu gibi bu yatırımın da iyi yönetilmediğini görüyoruz.

Son 7 aydır Boğaziçi Üniversitesinde yapılan #Rektör ataması tartışılıyor. Bu aslında basit bir atama değil, Türkiye’nin bundan sonrasındaki #Lider seçimine de ışık tutacak bir mücadeledir. Zamanında yapılan bu atama #Liderlik ile ilgili pek çok temel kuralı göz ardı etmiştir. Oysa bu kurallar, kişiler için değil, kurumların ve organizasyonların sağlıklı işlemesi için, deneyimlerin değerlendirilmesi neticesinde oluşturulmuştur. Bu hatalı atamaya sebep olan cesaretin kaynağı ise bundan önce defalarca yapılan aynı tip hatalara hiç tepki gösterilmemesi ve kanıksanmasıdır. İşte bu aşmada Boğaziçi Üniversitesinin #yetkin #akademik kadrosu ve gelecek vaat eden, Üniversite sınav sıralamasında dereceye girerek, belli değerleri taşıdığına inandığı için bu kurumda okumayı tercih eden öğrencileri farklarını ortaya koymuştur. Bu #saygın #topluluk, doğru olmadığını düşündükleri eylemler karşısında dik durmuş ve mücadeleyi sonuna kadar sürdürmüştür.

Önce Lider kabul görür, sonra #vizyon.

Tepeden inme bir Liderin herhangi bir organizasyonda ortaya koyacağı vizyonun kabul görmesi için önce Liderin kendisinin kabul edilmesi gerekir. Melih Bulu maalesef bunu gözardı etmiştir. Demokratik yapılarda zorla Liderlik olmaz. Eğer ekip Lideri Lider olarak kabul etmiyorsa ve bunu şiddetli bir şekilde sorguluyorsa, sonrasında yapılacak eylemlere çok doğru olsa bile önyargılı yaklaşılması, vizyonun acımasız bir şekilde sorgulanması kaçınılmazdır. Kabul görmeden, yönetmeye çalışmak nafile bir süreçtir. Sadece bu hatada ısrar etmek bile, herhangi bir yöneticinin Liderlik yetkinliklerini sorgulamak için yeterlidir.

Güven Liderliğin temelidir.

Insanların Lidere güvenmesi, Liderinde ekibe güvenmesi, yani karşılıklı #Güven böyle bir ilişkinin temelinde olması gereken en önemli faktördür. Boğaziçi örneğinde maalesef hem kendisinin hem de toplumun isteği dışında atanan Melih Bulu bu güveni tesis edememiştir. Etmesini beklemekte doğru değildir. Güvenin olmadığı yerde Lider ve takipçi ilişkisinin yürümeyeceği çok somuttur ve nitekim sevimsiz bir şekilde sonlanmıştır.

Liderin yetkinlik düzeyi organizasyonun etkinlik seviyesini belirler.

Her organizasyonun başarısında veya başarısızlığında mutlaka bir Liderin etkisi vardır. Liderin seviyesi ise yönettiği organizasyonun etkinlik düzeyini belirler. Basit anlamda hiç kimse yetkinlik düzeyi kendisinden daha düşük olan ya da daha düşük olduğunu düşündüğü bir Liderin ekibinde yer almak istemez. Boğaziçi’ndeki mücadelenin bir kısmı da bunu içermektedir. Türkiye’nin yetkinlik düzeyi en yüksek kurumuna saygısızlık yapılmış ve sorgusuz sualsiz tepeden, kabul görmeyen ve yetkinliği tartışma konusu olan bir Lider rektör olarak atanmıştır. Bunun sonunda gerçekleşmesi muhtemel 3 senaryo vardır.

1. Birincisi takipçilerin performanslarını düşürüp asgari düzeyde iş yaparak hayatlarına devam etmeleri. Zaten Liderin seviyesi düşük olduğu için beklentisi de düşük olacak ve ona göre sorgulayacaktır.

2. İkincisi, bunu kabul etmeyen ve yetkinlik düzeyi yüksek olan ekibin, kabul etmedikleri Lideri ve dolayısıyla kurumu terk etmesi. Bu senaryo da kurumlar hep değerli çalışanlarını kaybederler ve tek sebebi ise hatalı Lider seçimidir.

3. Son olarak da kabul görmeyen Liderin görevi yapamayacağını anlayarak bırakması veya görevden el çektirilmesi. Kişisel ego tatmini bunu Liderin kendi isteği ile gerçekleşme olasılığını asgariye indirmektedir. Çoğunlukla bunu fark eden Yönetim Kurulu yaptığı hatadan geri döner.

Bu örnekte 3. Senaryo gerçekleşmiştir. Kurumların, organizasyonların geleceğini ve başarısını düşünen hiçbir yapıda böyle bir atama bilinçli olarak yapılmaz. Olsa olsa çok cahilce bir hata olarak kabul edilir. Fark edildiğinde ise hiç direnç göstermeden ve vakit kaybetmeden hatadan dönülmeli ve düzeltilmelidir.

Melih Bulu, bu gibi hak etmeden, gerekli yetkinliğe sahip olmadan ve ekip tarafından kabul görmeden yapılan atamaların tek örneği değildir. Aksine bugüne kadar yapılan binlerce hatalı yetkilendirmenin son örneklerinden bir tanesi sayılabilir. Onun talihsizliği, yönetmesini istedikleri ekibin, yetkinlik düzeyinin çok yüksek olması, doğrular için mücadele etmeyi, boyun eğmeye tercih etmesi ve ülkesinin ve kurumunun geleceği için pes etmeyecek dirayette olmasıdır.

Bugüne kadar yapılan binlerce hatalı atamada bu #yetkinlik ve #dirayet olmadığı için maalesef kurumlar #bilgi ve deneyimi uygun olmayan kişiler tarafından yönetilmektedir. Bu durumda da yukarıda bahsettiğim senaryolardan genellikle birincisi veya ikincisi gerçekleşmektedir. Bu #sürdürülebilir değildir. #Kamu kurumlarının etkin yönetilmemesi sonunda #ülke yönetiminin performansını düşürmektedir. Bir de bunun üzerine denetim mekanizmalarını da yok ederseniz o zaman sadece performans değil, etik değerlerin ve niyetinde sorgulanması gerekir ki bugün yaşadığımız budur.

O nedenle Boğaziçi Üniversitesinin göstermiş olduğu #dayanışma ve #direniş sadece kurumun sağlığı açısından değil, ülkemizin yetkin ve etkin kurumlara sahip olması açısından da son derece önemsenmeli ve desteklenmelidir. Bugün geldiğimiz noktada el birliği ile mücadele edilmesi gereken birinci sorun cehalettir!

Sistemin, ülkemizin ve vatandaşlarımızın ortak menfaatlerine hizmet edecek şekilde çalışmasını sağlamak birinci önceliğimiz olmalıdır. Kurum ve organizasyonların yönetim kadrolarında #liyakat ve #cehalet sorunu olduğu müddetçe ne #adalet, ne #kalkınma ne de #gelişim arzu ettiğimiz seviyede olamayacaktır.

Saygılarımla,

 
 
 

Comments


Featured Posts
Recent Posts
Search By Tags
Follow Us
  • Facebook Classic
  • Twitter Classic
  • Google Classic
bottom of page